A1 KELİME(20-40)

·  Exist (Var olmak)

  • Example 1: Does life exist on other planets?
    • Türkçesi: Diğer gezegenlerde yaşam var mı?
  • Example 2: Dinosaurs no longer exist.
    • Türkçesi: Dinozorlar artık var olmuyor.

·  Heart (Kalp)

  • Example 1: Her heart was beating fast.
    • Türkçesi: Kalbi hızlı atıyordu.
  • Example 2: He has a kind heart.
    • Türkçesi: O, iyi kalpli bir insandır.

·  Serve (Hizmet etmek)

  • Example 1: The waiter will serve our food soon.
    • Türkçesi: Garson yakında yemeğimizi servis edecek.
  • Example 2: He served in the army for ten years.
    • Türkçesi: On yıl boyunca orduda hizmet etti.

·  Hero (Kahraman)

  • Example 1: Superman is a famous comic book hero.
    • Türkçesi: Süpermen, ünlü bir çizgi roman kahramanıdır.
  • Example 2: She is a hero in her community.
    • Türkçesi: Toplumunda bir kahramandır.

·  Fall (Düşmek)

  • Example 1: Be careful not to fall down the stairs.
    • Türkçesi: Merdivenlerden düşmemeye dikkat et.
  • Example 2: The leaves fall in autumn.
    • Türkçesi: Sonbaharda yapraklar düşer.

·  Feed (Beslemek)

  • Example 1: He needs to feed his dog twice a day.
    • Türkçesi: Köpeğini günde iki kez beslemesi gerekiyor.
  • Example 2: She likes to feed the birds in the park.
    • Türkçesi: Parkta kuşları beslemeyi seviyor.

·  Act (Davranmak)

  • Example 1: It’s important to act quickly in an emergency.
    • Türkçesi: Acil bir durumda hızlı davranmak önemlidir.
  • Example 2: He decided to act on his plan.
    • Türkçesi: Planını uygulamaya karar verdi.

·  Argument (Tartışma)

  • Example 1: They had an argument about money.
    • Türkçesi: Para hakkında bir tartışma yaşadılar.
  • Example 2: The argument lasted for over an hour.
    • Türkçesi: Tartışma bir saatten fazla sürdü.

·  Pilot (Pilot)

  • Example 1: The pilot safely landed the plane.
    • Türkçesi: Pilot uçağı güvenli bir şekilde indirdi.
  • Example 2: She wants to become a pilot.
    • Türkçesi: Pilot olmak istiyor.

·  Salary (Maaş)

  • Example 1: He gets his salary at the end of the month.
    • Türkçesi: Maaşını ay sonunda alır.
  • Example 2: Her salary is higher than mine.
    • Türkçesi: Onun maaşı benimkinden daha yüksek.

·  Noisy (Gürültülü)

  • Example 1: The street outside is very noisy.
    • Türkçesi: Dışarıdaki sokak çok gürültülü.
  • Example 2: The children were being noisy in the classroom.
    • Türkçesi: Çocuklar sınıfta gürültü yapıyordu.

·  Comedy (Komedi)

  • Example 1: We watched a comedy movie last night.
    • Türkçesi: Dün gece bir komedi filmi izledik.
  • Example 2: He enjoys stand-up comedy.
    • Türkçesi: Stand-up komediyi seviyor.

·  Differently (Farklı şekilde)

  • Example 1: She thinks differently than her friends.
    • Türkçesi: Arkadaşlarından farklı düşünüyor.
  • Example 2: Try to approach the problem differently.
    • Türkçesi: Soruna farklı şekilde yaklaşmayı dene.

·  Employee (Çalışan)

  • Example 1: The company has over 200 employees.
    • Türkçesi: Şirketin 200’den fazla çalışanı var.
  • Example 2: She is a new employee at the firm.
    • Türkçesi: Firmada yeni bir çalışan.

·  Crowded (Kalabalık)

  • Example 1: The bus was very crowded this morning.
    • Türkçesi: Bu sabah otobüs çok kalabalıktı.
  • Example 2: The shopping mall is always crowded on weekends.
    • Türkçesi: Alışveriş merkezi hafta sonları her zaman kalabalıktır.

·  Public (Halk, Kamu)

  • Example 1: The park is open to the public.
    • Türkçesi: Park halka açıktır.
  • Example 2: He made a public announcement yesterday.
    • Türkçesi: Dün kamuya bir duyuru yaptı.

·  Pack (Paketlemek)

  • Example 1: She needs to pack her suitcase for the trip.
    • Türkçesi: Gezi için bavulunu paketlemesi gerekiyor.
  • Example 2: He packed the gifts carefully.
    • Türkçesi: Hediyeleri dikkatlice paketledi.

·  Invent (İcat etmek)

  • Example 1: Alexander Graham Bell invented the telephone.
    • Türkçesi: Alexander Graham Bell telefonu icat etti.
  • Example 2: She likes to invent new recipes.
    • Türkçesi: Yeni tarifler icat etmeyi seviyor.

·  Fiction (Kurgu)

  • Example 1: He enjoys reading science fiction novels.
    • Türkçesi: Bilim kurgu romanları okumayı seviyor.
  • Example 2: Fiction books can take you to imaginary worlds.
    • Türkçesi: Kurgu kitaplar sizi hayali dünyalara götürebilir.

·  Fat (Yağ, Şişman)

  • Example 1: This meat has a lot of fat.
    • Türkçesi: Bu etin çok fazla yağı var.
  • Example 2: He decided to lose weight because he felt too fat.
    • Türkçesi: Çok şişman hissettiği için kilo vermeye karar verdi.