· Smartphone (Akıllı Telefon)
- Example 1: She uses her smartphone to check emails.
- Türkçesi: E-postalarını kontrol etmek için akıllı telefonunu kullanır.
- Example 2: A smartphone can perform many functions of a computer.
- Türkçesi: Bir akıllı telefon, bir bilgisayarın birçok işlevini yerine getirebilir.
· Finish (Bitirmek)
- Example 1: He will finish his homework before dinner.
- Türkçesi: Akşam yemeğinden önce ödevini bitirecek.
- Example 2: They finished the project on time.
- Türkçesi: Projeyi zamanında bitirdiler.
· Replace (Değiştirmek)
- Example 1: She will replace the old battery with a new one.
- Türkçesi: Eski pili yenisiyle değiştirecek.
- Example 2: We need to replace the broken window.
- Türkçesi: Kırık pencereyi değiştirmemiz gerekiyor.
· Conference (Konferans)
- Example 1: He attended an international conference last week.
- Türkçesi: Geçen hafta uluslararası bir konferansa katıldı.
- Example 2: The conference will start at 9 AM.
- Türkçesi: Konferans sabah 9’da başlayacak.
· United (Birleşmiş)
- Example 1: The two companies have united to form a new business.
- Türkçesi: İki şirket yeni bir iş kurmak için birleşti.
- Example 2: We stand united in our efforts to improve the community.
- Türkçesi: Toplumu iyileştirme çabalarımızda birleşmiş olarak duruyoruz.
· Jump (Zıplamak)
- Example 1: The cat can jump very high.
- Türkçesi: Kedi çok yükseğe zıplayabilir.
- Example 2: He jumped over the fence.
- Türkçesi: Çitin üzerinden atladı.
· Listener (Dinleyici)
- Example 1: She is a good listener and always understands my problems.
- Türkçesi: O, iyi bir dinleyicidir ve her zaman sorunlarımı anlar.
- Example 2: The radio show has many loyal listeners.
- Türkçesi: Radyo programının birçok sadık dinleyicisi var.
· Predict (Tahmin etmek)
- Example 1: Can you predict the weather for tomorrow?
- Türkçesi: Yarının hava durumunu tahmin edebilir misin?
- Example 2: Experts predict that the economy will improve.
- Türkçesi: Uzmanlar, ekonominin iyileşeceğini tahmin ediyor.
· Any (Herhangi bir)
- Example 1: Do you have any questions?
- Türkçesi: Herhangi bir sorunuz var mı?
- Example 2: You can choose any book you like.
- Türkçesi: Beğendiğin herhangi bir kitabı seçebilirsin.
· Bar (Bar, Çubuk)
- Example 1: Let’s meet at the bar tonight.
- Türkçesi: Bu gece barda buluşalım.
- Example 2: He ate a chocolate bar for dessert.
- Türkçesi: Tatlı olarak bir çikolata çubuğu yedi.
· Tool (Alet)
- Example 1: He used a hammer as a tool to fix the chair.
- Türkçesi: Sandalyeyi tamir etmek için bir çekiç kullandı.
- Example 2: This tool is very useful for gardening.
- Türkçesi: Bu alet bahçe işleri için çok kullanışlıdır.
· Pay (Ödemek)
- Example 1: She needs to pay the rent by the end of the month.
- Türkçesi: Ay sonuna kadar kirayı ödemesi gerekiyor.
- Example 2: Can I pay with a credit card?
- Türkçesi: Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?
· Lemon (Limon)
- Example 1: She added a slice of lemon to her tea.
- Türkçesi: Çayına bir dilim limon ekledi.
- Example 2: Lemons are rich in vitamin C.
- Türkçesi: Limonlar C vitamini bakımından zengindir.
· Chance (Şans)
- Example 1: There is a chance of rain tomorrow.
- Türkçesi: Yarın yağmur yağma şansı var.
- Example 2: Give me a chance to explain.
- Türkçesi: Açıklama yapmam için bana bir şans ver.
· Number (Sayı)
- Example 1: Can you write your phone number here?
- Türkçesi: Telefon numaranı buraya yazabilir misin?
- Example 2: She counted the number of books on the shelf.
- Türkçesi: Rafdaki kitapların sayısını saydı.
· Climate (İklim)
- Example 1: The climate in this region is very dry.
- Türkçesi: Bu bölgenin iklimi çok kurudur.
- Example 2: Climate change is a global issue.
- Türkçesi: İklim değişikliği küresel bir sorundur.
· Wash (Yıkamak)
- Example 1: Please wash your hands before eating.
- Türkçesi: Yemekten önce ellerini yıka lütfen.
- Example 2: She needs to wash her clothes.
- Türkçesi: Kıyafetlerini yıkaması gerekiyor.
· Furniture (Mobilya)
- Example 1: We need to buy new furniture for the living room.
- Türkçesi: Oturma odası için yeni mobilyalar almamız gerekiyor.
- Example 2: This store sells beautiful furniture.
- Türkçesi: Bu mağaza güzel mobilyalar satıyor.
· Classical (Klasik)
- Example 1: She loves listening to classical music.
- Türkçesi: Klasik müzik dinlemeyi çok seviyor.
- Example 2: He studied classical literature in college.
- Türkçesi: Üniversitede klasik edebiyat okudu.
· Mail (Posta)
- Example 1: I received a mail from my friend.
- Türkçesi: Arkadaşımdan bir posta aldım.
- Example 2: She sent the documents by mail.
- Türkçesi: Belgeleri posta ile gönderdi.