· Factor (Faktör)
- Example 1: Hard work is a key factor in his success.
- Türkçesi: Sıkı çalışma onun başarısında önemli bir faktördür.
- Example 2: Many factors contribute to climate change.
- Türkçesi: İklim değişikliğine birçok faktör katkıda bulunur.
· Slowly (Yavaşça)
- Example 1: She walked slowly down the street.
- Türkçesi: Sokakta yavaşça yürüdü.
- Example 2: The car is moving very slowly.
- Türkçesi: Araba çok yavaş hareket ediyor.
· Little (Küçük, Az)
- Example 1: He gave me a little piece of cake.
- Türkçesi: Bana küçük bir parça kek verdi.
- Example 2: There’s little water left in the bottle.
- Türkçesi: Şişede az su kaldı.
· Definitely (Kesinlikle)
- Example 1: I will definitely come to the party.
- Türkçesi: Kesinlikle partiye geleceğim.
- Example 2: She definitely needs more time to finish the project.
- Türkçesi: Projeyi bitirmek için kesinlikle daha fazla zamana ihtiyacı var.
· Pet (Evcil hayvan)
- Example 1: They have a pet dog named Max.
- Türkçesi: Max adında evcil bir köpekleri var.
- Example 2: She loves to play with her pet cat.
- Türkçesi: Evcil kedisiyle oynamayı seviyor.
· Kill (Öldürmek)
- Example 1: The hunter tried to kill a deer.
- Türkçesi: Avcı bir geyik öldürmeye çalıştı.
- Example 2: She couldn’t kill the spider.
- Türkçesi: Örümceği öldüremedi.
· Along (Boyunca)
- Example 1: They walked along the river.
- Türkçesi: Nehir boyunca yürüdüler.
- Example 2: There are many shops along this street.
- Türkçesi: Bu cadde boyunca birçok dükkan var.
· Error (Hata)
- Example 1: He made an error in his calculations.
- Türkçesi: Hesaplamalarında bir hata yaptı.
- Example 2: There was an error in the document.
- Türkçesi: Belgede bir hata vardı.
· Oven (Fırın)
- Example 1: She baked the cake in the oven.
- Türkçesi: Keki fırında pişirdi.
- Example 2: The oven is preheating for the pizza.
- Türkçesi: Fırın pizza için önceden ısınıyor.
· Careful (Dikkatli)
- Example 1: Be careful when crossing the street.
- Türkçesi: Caddeden geçerken dikkatli ol.
- Example 2: He is always careful with his work.
- Türkçesi: İşinde her zaman dikkatli olur.
· Guide (Rehber)
- Example 1: The tour guide showed us around the city.
- Türkçesi: Tur rehberi bize şehri gezdirdi.
- Example 2: This book is a useful guide to cooking.
- Türkçesi: Bu kitap, yemek pişirme için faydalı bir rehberdir.
· Close (Kapatmak, Yakın)
- Example 1: Please close the door when you leave.
- Türkçesi: Çıkarken lütfen kapıyı kapat.
- Example 2: They are very close friends.
- Türkçesi: Onlar çok yakın arkadaşlar.
· Advertisement (Reklam)
- Example 1: I saw an advertisement for a new car.
- Türkçesi: Yeni bir araba için reklam gördüm.
- Example 2: The advertisement was very creative.
- Türkçesi: Reklam çok yaratıcıydı.
· Farm (Çiftlik)
- Example 1: They live on a farm in the countryside.
- Türkçesi: Kırsalda bir çiftlikte yaşıyorlar.
- Example 2: The farm produces a variety of vegetables.
- Türkçesi: Çiftlik, çeşitli sebzeler üretiyor.
· Excellent (Mükemmel)
- Example 1: She did an excellent job on the project.
- Türkçesi: Projede mükemmel bir iş çıkardı.
- Example 2: The food at the restaurant was excellent.
- Türkçesi: Restorandaki yemek mükemmeldi.
· Personality (Kişilik)
- Example 1: He has a very outgoing personality.
- Türkçesi: Çok dışa dönük bir kişiliği var.
- Example 2: Her personality makes her popular at school.
- Türkçesi: Kişiliği onu okulda popüler yapıyor.
· Prison (Hapishane)
- Example 1: He was sent to prison for his crimes.
- Türkçesi: Suçlarından dolayı hapishaneye gönderildi.
- Example 2: The prison is heavily guarded.
- Türkçesi: Hapishane sıkı bir şekilde korunuyor.
· King (Kral)
- Example 1: The king ruled the country for many years.
- Türkçesi: Kral, ülkeyi uzun yıllar yönetti.
- Example 2: The king’s palace is very grand.
- Türkçesi: Kralın sarayı çok görkemlidir.
· Unit (Birim)
- Example 1: Each unit of the course covers a different topic.
- Türkçesi: Kursun her birimi farklı bir konuyu kapsar.
- Example 2: The unit of measurement for length is the meter.
- Türkçesi: Uzunluk ölçü birimi metredir.
· Tradition (Gelenek)
- Example 1: It is a tradition to have a big family dinner on holidays.
- Türkçesi: Bayramlarda büyük aile yemeği yemek bir gelenektir.
- Example 2: They follow the traditions of their ancestors.
- Türkçesi: Atalarının geleneklerine uyarlar.