· Attention (Dikkat)
- Example 1: Pay attention to the instructions.
- Türkçesi: Talimatlara dikkat et.
- Example 2: The teacher asked for the students’ attention.
- Türkçesi: Öğretmen, öğrencilerin dikkatini istedi.
· Prize (Ödül)
- Example 1: She won the first prize in the competition.
- Türkçesi: Yarışmada birinci ödülü kazandı.
- Example 2: The prize for the raffle is a new bike.
- Türkçesi: Çekilişin ödülü yeni bir bisiklet.
· Intelligent (Zeki)
- Example 1: She is an intelligent student.
- Türkçesi: O, zeki bir öğrencidir.
- Example 2: Dogs are very intelligent animals.
- Türkçesi: Köpekler çok zeki hayvanlardır.
· Successful (Başarılı)
- Example 1: He is a successful businessman.
- Türkçesi: O, başarılı bir iş adamıdır.
- Example 2: The project was successful.
- Türkçesi: Proje başarılı oldu.
· Experiment (Deney)
- Example 1: They conducted an experiment in the science lab.
- Türkçesi: Bilim laboratuvarında bir deney yaptılar.
- Example 2: The experiment showed interesting results.
- Türkçesi: Deney ilginç sonuçlar gösterdi.
· Adventure (Macera)
- Example 1: They went on an exciting adventure in the mountains.
- Türkçesi: Dağlarda heyecan verici bir maceraya çıktılar.
- Example 2: She loves reading adventure novels.
- Türkçesi: Macera romanları okumayı çok seviyor.
· Celebrate (Kutlamak)
- Example 1: We will celebrate his birthday tomorrow.
- Türkçesi: Yarın onun doğum gününü kutlayacağız.
- Example 2: They celebrate the festival every year.
- Türkçesi: Her yıl festivali kutlarlar.
· Pub (Bar, Meyhane)
- Example 1: They decided to meet at the pub.
- Türkçesi: Barda buluşmaya karar verdiler.
- Example 2: The pub was very crowded on Friday night.
- Türkçesi: Cuma gecesi bar çok kalabalıktı.
· Support (Desteklemek)
- Example 1: She always supports her friends.
- Türkçesi: Her zaman arkadaşlarını destekler.
- Example 2: He needs financial support for his project.
- Türkçesi: Projesi için maddi desteğe ihtiyacı var.
· Surprising (Şaşırtıcı)
- Example 1: The results were surprising to everyone.
- Türkçesi: Sonuçlar herkes için şaşırtıcıydı.
- Example 2: It was surprising to see him there.
- Türkçesi: Onu orada görmek şaşırtıcıydı.
· Season (Mevsim)
- Example 1: Summer is my favorite season.
- Türkçesi: Yaz benim en sevdiğim mevsimdir.
- Example 2: The season of autumn brings beautiful colors.
- Türkçesi: Sonbahar mevsimi güzel renkler getirir.
· Basketball (Basketbol)
- Example 1: He plays basketball every weekend.
- Türkçesi: Her hafta sonu basketbol oynar.
- Example 2: They watched a basketball game last night.
- Türkçesi: Dün gece bir basketbol maçı izlediler.
· Fortunately (Neyse ki)
- Example 1: Fortunately, no one was injured in the accident.
- Türkçesi: Neyse ki kazada kimse yaralanmadı.
- Example 2: Fortunately, the weather was perfect for the picnic.
- Türkçesi: Neyse ki piknik için hava mükemmeldi.
· Any more (Artık, Daha fazla)
- Example 1: I don’t want any more coffee, thank you.
- Türkçesi: Artık kahve istemiyorum, teşekkür ederim.
- Example 2: They don’t live here any more.
- Türkçesi: Artık burada yaşamıyorlar.
· Mine (belongs to me) (Benimki)
- Example 1: This book is mine.
- Türkçesi: Bu kitap benimki.
- Example 2: The idea was originally mine.
- Türkçesi: Fikir aslında benimkiydi.
· Engineer (Mühendis)
- Example 1: She is an electrical engineer.
- Türkçesi: O, elektrik mühendisidir.
- Example 2: Engineers design and build structures.
- Türkçesi: Mühendisler yapıları tasarlar ve inşa eder.
· Typical (Tipik)
- Example 1: It was a typical summer day, hot and sunny.
- Türkçesi: Sıcak ve güneşli tipik bir yaz günüydü.
- Example 2: His behavior was typical of him.
- Türkçesi: Davranışı ona özgü tipikti.
· Themselves (Kendileri)
- Example 1: They cooked the meal themselves.
- Türkçesi: Yemeği kendileri pişirdiler.
- Example 2: The children dressed themselves.
- Türkçesi: Çocuklar kendileri giyindi.
· Service (Hizmet)
- Example 1: The restaurant is known for its excellent service.
- Türkçesi: Restoran mükemmel hizmetiyle bilinir.
- Example 2: He has been in the military service for two years.
- Türkçesi: İki yıldır askeri hizmette bulunuyor.
· Upstairs (Yukarıda, Üst katta)
- Example 1: The bedrooms are upstairs.
- Türkçesi: Yatak odaları üst kattadır.
- Example 2: He went upstairs to get his book.
- Türkçesi: Kitabını almak için yukarı çıktı.